Donnerstag, 23. Februar 2012

''vardır elbet..

..bunda bir hayır.''

kimimiz tanımaz ki bu cümleyi?
İstediğini elde edemezsin ya hani, sevdiklerin senden uzakaklaşır ya, güvendiğin o dağlara kar yağar ya hani..
ümidini kesmediğin tek kişi bile seni hayal kırıklığına uğratır ya, herkes yanında olur ama sen en çok o an yalnız kalırsın ya,
etrafında olan her şey sana birer oyun veya gerçek olmadıklarının hissini verir ya..işte ozaman 'O'nun yeridir.

Belki de bazi anlarda hayata tutunabilmemızın tek sebebi? O sadece bir cümle mi?
Düşün..


evet, çünkü o haklıydı..

Can baba'dan çok klasik ama bir de okadar ''doğru'' satırlar.
Bağlanmayacaksın
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…