Sonntag, 18. August 2013

Yol ve kayıplar



Yol'a çıkarken bir cep dolusu incimiz vardı. Dikkatsizlik mi, saflık mı...bir kaçını giderken düşürmüşüz cebimizden, diğerlerini ise sağdan soldan geçen, yanı sıra gidenler almış elimizden.
Kalmış cep'de iki üç inci. Yolun sonuna varmamıza daha çok varken, daha dikkatli ve uyanık olmamız doğal değil mi, elimizde kalan son incileri kaybetmemek için?
Yoksa etrafa aldırmadan elimizdeki son incileri kaybetsek de, yol'da belki bir hazine bulma ümidiyle devam mı yürümeli?


Gece yatmadan önce aklıma gelenler vol. 1



Yatıyordum, aklım bir yerlere takıldı yine..bu sefer siktir etmeyip hemen ayağa kalktım ve ''Gece yatmadan önce aklıma gelenler'' yazı serisini yazmaya başladım.


Eveeet..konu şu:

Karşındaki insan sana sandığın değeri veriyor mu cidden yoksa sen sadece değer verdiğine inanmak istediğin için mi inanıyorsun öyle olduğuna? Çok garip..
Hissettiğimiz ile karşımızdaki insanın bize hissettirdiği iki farkli şey aslında.
Bizim neyi nasıl görüp algılamamız'da biter bu olay, değil mı ama?
E bu böyleyken neye inanmalı?
Kendimizi kandırıyormuyuz biz yoksa?
Gerçek nedir peki? 

Ve yine bir cevap veremiyorum kendime..açık sorularla uykuya dalmamı gerektiren bir gece daha.
Hadi bari yıldızların altında olsa neyse, uyuruz bir şekilde de...böyle dört duvar arası..sessiz..karanlık. neyse ben kaçtım. Daha fazla düşünürsem sabahı ederim.. İyi geceler sevgili okumayanlar.