Mittwoch, 7. März 2012

beni bekleyen var mı?

üç yıla yakın bir süre önce aldığım, her seferinde biraz okuyup kenara bıraktığım
bir kitabı aldım geçen günlerde yine elime.
Murat Başaran'ın ''sevmek ölmekle başlar'' adındaki kısa hikayelerle dolu o
sevilecesi eseri.
Beni en çok etkileyen satırlardan bir kaçını paylaşmak istedim;  [ S.67-68]

Beni bekleyen var mı?

[.........]
Çok derinlerden bir düdük sesi duyuyorum. Yüreğim cız ediyor. Bu sesi benden 
başkasının duymadığına eminim.
Sonra o eski trenin tekerleri usul usul dönmeye başlıyor. Bacasında belli belirsiz 
bir duman... Heyecan basıyor yüreğimi. Tren önümden geçiyor. Şaşkınım,
heyecanlıyım, korkuyorum. Kayboluyor tren..
    Ben herşeyini kaybetmiş, yedi yaşında bir öksüz gibiyim şimdi.
    Bakmak istemiyorum karanlığa. Görmek istemiyorum istasyonun
bomboş halini. Kapıyorum gözlerimi...

    Beni bekleyen var mı?
    Ben gidemezsem bile bana gelecek...
    Veya ''Sen gelmezsen ölürüm.'' diyecek olan...

    Gözlerim kapalı. Sanki terk edilmişim. Sanki dünyam yıkılmış. Sanki yalnızım.
    Derinlerden bir ses daha... Trenin boğuk uğultusu gibi. Beni bana
çağırıyor:
    ''Seni bekleyen var,
     günde beş defa...''