Sonntag, 13. Oktober 2013

Gece yatmadan önce aklıma gelenler vol. 5

Kararsızlıkdan kötü bir şey yoktur bu dünyada.  Iki şeyin, iki düşüncenin arasında kalmak..eziyet.
Bir yanın bunu derken diğerinin şunu demesi. Kalmak mı, gitmek mi? Sevmek mi, sevmemek mi? Evet mı,  Hayır mı?
Kararsızlık..insanı öldürür. Hem Zamanı, hem insanı..
Bunca zorluk ve dert içinde birde gönül yok mu! Ah gönül..ah.. sen nesin öyle, kadını mahvedersin..
Karar vermek niye bu kadar zor? Biz insanlar jarar verirken yanlış yapmaktan korkarız. Pişman olmaktan..
Ya yanlış seçim yaptiysam? Neyin yanlış olup olmadığını bilen kim? Yanlış olan şeyin olması ya doğruysa?
Kim bilebilir..pişmanlık gereksizdir. Pişmanlık kahreder..
Üzülmeye aslında hiç vaktimizin olmadığı bu dünyada neden bu kadar üzülürüz ki? Her şeyi oluruna bırakmak, olanı kabullenmek varken. Keşke her şey öyle gelişse de biz karar vermek zorunda kalmasak..
Tek çözüm ümitlerle geleceğe bakmak ve en guzeline çalışıp ummak..

Dienstag, 24. September 2013

Gece yatmadan önce aklıma gelenler vol. 4

Bu geceye ait ikinci yazım bu. Uyuyamadım. İçim yine çok dolu..
Düşündükce aklıma geldikce sıkılıyorum, kendimden, fikrimden, ondan, bundan,herşeyden, herkesden, içimdeki benlerden.
Tutamıyorum kendimi. Düşünceler sanki deli olmuş uçuşup duruyor kafamda. Neyi dusunecegimi bilmiyorum. Kafami yırtıp açasım var, aklımı yerinden söküp atasım. Delirmek üzereyim...bi okadarda uzağım.
Kac kere yalvardım o'na aklımı almasına aklımı kaybetmeme..kac kere kendime zarar verip aklımı yitirmeyi düşündüm,  denedim..
Ne kadar sürecek bu karmaşa?  Kimim ben? Ne olacağım..ne istiyorum ne yapıyorum..bilmiyorum. zerre kadar haberim yok. Nasıl yaşarım böyle.  Üstelik böyle lanet bir dünyada boyle lanet insanlarla. Sonumu merak ediyorum..umarım yakındır.  Daha faxla aci çekmesin bu beden, bu ruh..

Gece yatmadan önce aklıma gelenler vol. 3

Dünyada her şeyi yaşamak için belirli sayıda hakkımız olabilir mi?
Mesela üzülmek; çok kez üzülürüz ama her seferinde daha az çünkü bu duyguyu tatmış ve yaşamışızdır. Biliriz o duyguyu ve fazla şaşırtmaz bizi. Alışırız..
Ya aşk? ; sanırım herkesin bir sevme hakkı var. Aslında bir kaç hak da olabilir. Herkesin farklıdır belki de. Mesela kimisi ilk aşkı yaşar ve bir daha yaşamaz böyle bir şeyi.  Başka sevme hakkı kalmamıştır dünyada. karşısına sevme hakkı bitmemiş biri gelip deli gibi sevsede, o sevemez artık.
Peki nefret?; en kötü ve zararlı duygulardan biri. Insan nefret ettikçe azalır mi nefret? İçindeki kin? Nefreti bir kere kalbine alan insan onu büyütür içinde bir çocukmuş gibi. Evet, öyle sanarız..ama bur süre sonra nefret insanı yorar ve güçsüz kılar. İşin sonu umursamamazliğa gider. Ve o anda huzur bulur insan..
Ee iyi de ya huzur? ; huzur hiç biter mi.  Bir kere gelmişse bir daha gider mi? Bilemiyorum. Okadar zor elde edilen bir şeydir ki zordur onun yok olması bence. Bir his değil ki veya duygu. Olayın ta kendisi, icinde bulunduğumuz bir şey. O biter mi hiç?  Bilmem ki..belkide. ama bitmesin.  Her şeyi yaşama hakkımız bitsede, huzur geldimi kalsın.  Dursun baş ucumuzda..
Yoksa bunlar bizim elimizde olan şeyler mi? Ya gerçekten biz bunlara bilinçsiz karar veriyorsak? Ney doğru ney yanlış? Bilen kim? Sorular..yine sorular...

Freitag, 20. September 2013

Gece yatmadan önce aklıma gelenler vol. 2

Bi şeyin nasıl sonuçlanacağını bildiğin halde devam etmen aptallık mıdır?  Aptallıktır!
En azından böyle düşünüyordum şimdiye kadar.

Aslında devam etmemizi sağlayan tek şey ümit sanırım. Yada korku mu dersiniz? Bilmem ki..
Bildiğim bir şey var o da sonuç'u bilmenin ne kadar acı olduğu.
Ne kadar istesende, çabalasanda, değişmeyen sonuç...
Yaşadığım duygulardan en acısı budur. Bir nevi çaresizlik de denilebilir veya Kördüğüm.  Kaçınılmaz ve korkutucu son..

" Senle beraber olsak da sevgilim
Ayrılsakta, ölsek de bu yolda
Ömür boyu bağlansak da
Sevinsekte üzülsek de
Yalnızlık ömür boyu.."

Sonntag, 18. August 2013

Yol ve kayıplar



Yol'a çıkarken bir cep dolusu incimiz vardı. Dikkatsizlik mi, saflık mı...bir kaçını giderken düşürmüşüz cebimizden, diğerlerini ise sağdan soldan geçen, yanı sıra gidenler almış elimizden.
Kalmış cep'de iki üç inci. Yolun sonuna varmamıza daha çok varken, daha dikkatli ve uyanık olmamız doğal değil mi, elimizde kalan son incileri kaybetmemek için?
Yoksa etrafa aldırmadan elimizdeki son incileri kaybetsek de, yol'da belki bir hazine bulma ümidiyle devam mı yürümeli?


Gece yatmadan önce aklıma gelenler vol. 1



Yatıyordum, aklım bir yerlere takıldı yine..bu sefer siktir etmeyip hemen ayağa kalktım ve ''Gece yatmadan önce aklıma gelenler'' yazı serisini yazmaya başladım.


Eveeet..konu şu:

Karşındaki insan sana sandığın değeri veriyor mu cidden yoksa sen sadece değer verdiğine inanmak istediğin için mi inanıyorsun öyle olduğuna? Çok garip..
Hissettiğimiz ile karşımızdaki insanın bize hissettirdiği iki farkli şey aslında.
Bizim neyi nasıl görüp algılamamız'da biter bu olay, değil mı ama?
E bu böyleyken neye inanmalı?
Kendimizi kandırıyormuyuz biz yoksa?
Gerçek nedir peki? 

Ve yine bir cevap veremiyorum kendime..açık sorularla uykuya dalmamı gerektiren bir gece daha.
Hadi bari yıldızların altında olsa neyse, uyuruz bir şekilde de...böyle dört duvar arası..sessiz..karanlık. neyse ben kaçtım. Daha fazla düşünürsem sabahı ederim.. İyi geceler sevgili okumayanlar.


Freitag, 21. Juni 2013

aşk hakkında..


Asırlardır aşkı tanımlamaya çalışan bizler hala bir sonuca varamadık,
kendince bir çerçeveye sığdırmış olsa da bazılarımız aşkı.
Ben yine çelişkiler içinde kaybolmaktayım.

AŞK NEDİR?

Çoğu kez bir yerlere vardım bunu sorduğumda kendime fakat her defasında baştan alıyorum bu konuyu..
yırtıp atıyorum yazdıklarımı.
Yaşadıklarımız fikirlerimizle uyuşmuyor her zaman. Fikrimizin yanlış olduğunun göstergesimidir bu? yoksa yaşadıklarımız mıdır yanlış olan?
Bilmiyorum..

Sevgiden dolayı anlaşmak mı? Anlaştığın için sevmek mi? 
İkiside mi yalan? Doğru nerede?
Bilmiyorum..
tek bildiğim aşk kadını olduğum ama aşkın bana göre olmadığı..






Donnerstag, 18. April 2013

aşk üzeri söylenmemiş şeyler..

Aşk Yok!

..Libido var.
İnsan başka Tenden hoşlanır . Başka ten aşk değil!
İnsan ilgi manyağıdır. İlgi aşk değil!
İnsan yakınlık sever. Yakınlık aşk değil!
Herşey ego'da biter. Güven, ilgi, yakınlık, anlayış.
Aşk yok.  Libido var. Ego var..

Uzun ilişkiler mantık üzeri kuruludur.


Saliha Tütüncü

Dienstag, 9. April 2013

Ey yâr..

Ey İstanbul..
nekadar anlatmaya çalışsam da bir türlü anlatamadığım yar.
Tanımlayamadığım tutku, bir aşk, bir sevda..bir bağımlılık.
 Uzaktan seviyorum bende seni, bir çok sevgililer gibi.
Ve hasretin bazen çok ağır basıyor bu gibi gecelerde..
Nereye atsam kendimi, ne yapsam?
Boğuyorum hasretimi Nağmelere..
Sonra bakıyorum ellerim buruş buruş, dudaklarım da hüzünlü bir tebessüm, ruhum ise yaşlı bir kız çocuğu.
Sorma. Bilmiyorum neden.
Belkide sihir bilmememde.
Kapıyorum o ağır gözlerimi yavaşca..
dinliyorum, hayal ediyorum..tatlı bir hüzün yağmuru yağıyor sonra gözlerime.
Yine tebessüm..
Ey Türk Sanat musikisi...var mı senden öte bir huzur, söyle?
Ah Yar'e daha çok bağlayan, onun hasretini güzel kılan lutüf..



Samstag, 12. Januar 2013

Gerçek güzellik

Çok soğudum her şeyden
Üşüyorum.
Sıcak bir mont getirmene
Gerek yok gelirken.
Sadece ısıt güzelliğinlen.